Özellikle, Türkiye'de bakliyat üretiminin 1,2 milyon tonla sınırlı olmasına rağmen, ihracatçı firmaların 4 milyon ton işleme kapasitesine sahip olmasının dikkat çeken bir paradoks olduğunu ifade etti.  Bakliyat üretiminin artırılması için tarım arazilerinin verimli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Memiş, nadasa bırakılan tarım arazilerinin bakliyat ekimi için kullanılmasının elzem hale geldiğini belirtti. Bu adımın atılmasıyla birlikte Türkiye'nin yıllık bakliyat üretim miktarının üç katına çıkabileceğini söyledi. İhracat kısıtlamaları ve kotaların yerine üretimin artırılmasına yönelik stratejiler geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Memiş, özellikle, ihracat kısıtlamalarının yerine üretimin artırılmasıyla Türkiye'nin sınırsız ihracat yapabileceğini ifade etti. Bakliyat ürünlerinin sağlık açısından da son derece önemli olduğunu vurgulayan Memiş, bu ürünlerin yüksek protein değeri, az su tüketimi gereksinimi, toprak verimliliği ve çevreye katkılarıyla geleceğin gıda ürünleri arasında yer aldığını dile getirdi. Besin değeri açısından et ürünlerine eş değer protein sağlayan bakliyat ürünlerinin sağlıklı bir yaşam için önemli olduğunu belirtti. Türkiye'de çiftçilerin ihracatı kısıtlı veya kotalı olan ürünler için tereddüt yaşadığını dile getiren Memiş, bu durumun fiyat dengesini olumsuz etkilediğini ifade etti. Başkan Memiş, İthalat vergi düzenlemelerinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyerek, yurt içinde fiyat regülasyonu yapılacaksa ithalat vergi düzenlemelerinin güncellenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Memiş, Ocak ayında AHBİB'in 166 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdiğini belirterek, bu rakamın önemli olduğunu ve sektörün uluslararası pazarlarda değerlendirilmeye devam ettiğini ifade etti. Bakliyat, pastacılık ürünleri, şeker ve şeker mamulleri gibi ürünlerin en yüksek ihracat değerlerine sahip olduğunu belirten Memiş, ihracatın Irak, Suriye ve Cezayir gibi ülkelere odaklandığını söyledi.