"DNA testi istiyorum."

Türkiye

Bölge yayını yapan, en çok okunan, Adana'nın ilk ofset gazetesi olan Güney Haber Gazetesi'nde çalışıyorum... Gerek haber servisi, gerçekse teknik serviste mükemmel bir kadro var... Cemal Urak ile gazete sayfalarını çiziyorum... İş gani.. Genel yayın yönetmenimiz Erol Erk... Deneme yazılarıma bayılıyor, beni hem teknik serviste, hem de haber servisinde değerlendirmek istiyor... Çok yorulduğum için itiraz ediyor, "olmaz" diyorum... Erol Erk bu, istegi kanun, hatta kanun oğlu kanun... Eli mecbur, gönlü kırık bir şekilde çantayı omzuma takıp, üç - dört saat haber peşinde koşturuyorum. ......... Ağustos ayının ortaları... Kavurucu sıcak Adana'yı yakıyor, Adanalıların iflahını kesiyor... Yemek mi pişireceksin? Koy nevaneleri tencereye, bırak güneşe pişsin... Yıkanacakmısın? Doldur kazana suyu, koy güneşe, bir saat sonra fokur fokur kaynasın... Ne ateşe hacet var, ne de oduna. ......... Gazetedeyiz... Sabah 9-9,5 arası... Elektrik ve su kesik ve biz İzzet Kalkan, Mehmet Serbes, Ali Pekmezci, Ruhi Yangın, Ünver Ergün ile laflıyoruz. Erol Erk, tuvalette... Tuvalet bize bir adım mesafede. Bir süre sonra Erol abi, "arkadaşlar su kesik.. Bana peçete,  ya da bez parçası falan verin" dedi... Ali Pekmezci, mutfağa daldı, eli boş döndü... O gün çıkan gazetemiz  paketlenmiş halde önümüzde duruyor. Orhan İzzet Kalkan, destenin arasından bir gazete çekti, tuvaletin kapısının altından uzattı... Erol abi, pantolonu dizinde dışarı çıktı, öfkeli bir şekilde şunu söyledi; "Biz bu gazeteyi kıçımızı silmek için mi çıkarıyoruz ulan?" ........ Elimde avuç içini doldurmayacak kadar küçük olan "pentaks" marka fotoğraf makinesi, haber peşine çıkmışım... Tesadüfen Küçüksaat'te babamı gördüm... "Nereye gidiyorsun oglum" dedi... "Haber arıyorum baba" dedim... "Kocavezir'e gidelim, biraz konuşalım, sonra haberi ararsın" dedi babam... Yürüyoruz... Bayağı bir süre gittikten sonra, bir kahveye girdik, arka kapıdan avluya çıktık... İnsanlar toplaşmış, orta yerde büyük bir çember... Çembere iki horoz atmışlar, horozlar kan revan içinde, birbiriyle ölümüne kavga ediyor... Heyecan tavanda... Orada bulunanların çoğunun elinde horoz, ellerinde de para var... Bu paraları "aracı" dedikleri birine, dövüşü kazanacağına inandığı horoz adına teslim ediyor, adını yazdırıyor... Babam, en ön safta... Onun da elinde para. Oda en çok bağıranlardan... Elimdeki küçücük makinemle fotoğraf çekiyorum... Belli bir süre sonra çıktık oradan... Babam, Karataş'a gitti, ben gazeteye... Erol Erk yanına çağırdı, "haber bulabildinmi?"dedi. Durumu anlattım, büyük ilgi gösterdi, fotoğrafları karanlık odada bastırmamı istedi... Fotoğrafları Erol ağabeye gösterdiğimde, ayağa kalktı; "mükemmel" dedi... Fotoğrafları 13x18 boyutlarında bastırdı ve şunu söyledi; "Bu haber büyük ses getirir, bu haberi göbek sayfa yapacağız, sayfayı da sen çizeceksin. " Sayfayı çizdim, birinci sayfa'nın yarısından daha büyük bir alana da haberin anonsunu verdik... Erol Erk, birinci sayfada yukarıdan aşağıya doğru uzanan yere; "Utanmazlar" yazısı yazdı. ......... Gazete çıktı, haber büyük yankı uyandırdı.. Zamanın emniyet müdürü, "fotoğraflarda kim varsa toplanıp getirilsin" emri vermiş... Adresler tespit edilmiş, Orada olanlar birer birer yakalanıp, nezarete atılmış... Aralarında babam da var, fotoğrafların çoğunda net biçimde görünüyor ve en önde... Babamı emniyete götürdükleri gün Cuma... Cumartesi babam evde yok, pazar evde yok... Annem aradı, "oğlum baban gelmedi, Adana'da sizde mi kaldı?" sorusunu sorunca, bende jeton düştü, "eyvaaah" dedim. ........ Erol Erk aradı; "hemen gazeteye gel" dedi... Gittim... Etraf çok kalabalık... Babam orada... Bağırıyor, saydırıyor... Ona görünmeden gazeteye çıktım, Erol Erk'in odasına girdim... Erol abi; "Benim adımla bana seslenen, sövüp, sayan bu adam kim yahuuu?" dedi... Gazeteyi gösterdim, "fotograflardaki babam" dedim... "İyi .ok yemişsin" dedi... Babam, bağırmaya devam ediyor.. Beni kastedip, Erol abiye şöyle sesleniyordu; "Erol bey, Erol bey... İnsan babasını gazeteye verir mi? Onun yüzünden tam üç gündür nezaretteyim... Bu veled-i zina benden olamaz, DNA testi isteyeceğim." ......... Ankara Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden ilk ödülümü babam sayesinde aldım... "Nur Denizi'nde uyusun."

Adana 5ocakgazetesi.com
.
2 ay önce
Haber Detayı
istanbul escort