Kısa bir süre sonra hepimiz sandık başına geçip, yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. Bu nedenle aday olan başkanları irdeleyebilme adına aklıma gelenleri sıralamak istiyorum.    Görev süresi geçtikten belli bir süre sonra yaptığı hizmetlerle fark yaratarak anılacak, kentte uyguladığı bir projeyle kent ekonomisine uzun soluklu gelir sağlayabilecek, uluslararası festivallerle kent yaşamını canlandırabilecek, yurttaşlara yönelik sosyal projelerle toplumsal sorunlara dokunabilecek, kenti markalaştırabilecek başkan adayı olmalı.    Gittikçe daha sorun haline gelen kent içi trafik ve otopark sorununu çözebilecek projelere sahip, tarımsal kalkınma fikirleri üretebilen, kent imarındaki çarpıklıkları düzeltebilecek, kentin deprem felaketlerine karşı güvenle yayabilecekleri konutları planlayabilen, afet yönetimine senaryolarıyla hazır olan başkan adayına ihtiyacımız var.    Tabii ki bu sorunları çözerken de kamu yararını gözeten başkanlar olmasının hayalini kuruyoruz.    Otopark sorununun çözümünü yol kenarına park eden araçlardan park parası toplamakta arayan değil de yeraltı otoparkları, viyadükler ve çevre yolları yapabilen başkan adalarını gözlemliyoruz.    Kenti sadece inşaatla değil de parklarla, yeşil alanlarla donatabilen bir başkan umuyoruz.    Kısacası, toplumsal yaşamda fark yaratan ve “kendi ismiyle anılan hizmeti olan” başkan bekliyoruz.    Sonuç olarak, ilişkilerinde dengeyi tutturabilen, yaptığı hizmetlerle isminin anılmasını sağlayan belediye başkanları başarılı olabiliyor. Bunun dışındaki günlük belediye işlerini sürdüren başkanlar ise belediye başkanı değil, sadece belediye yöneticisi olarak anılıyor. Yerel seçimlerimize doğru yol alıyoruz…   Adayların bir kısmı belediye başkanlığı görevindeyken tekrar aday oldular. Onları değerlendirmek adına bu kıstaslar işe yarayabilir diye düşünerek sıralamaya çalıştım. İlk defa aday olmuş olanlar içinde hayallerindeki ilçe veya büyükşehir için hazırladıkları projeler değerli olacaktır. Ancak projeler ortaya konarken, kaynakları ve hangi sürelerde gerçekleştirileceği de açıklanmalıdır.    Ben ortada Adana’mızın geleceği ile ilgili kapsamlı bir projeyi ortaya koyan başkan adayı göremedim. Mesela toplu ulaşımda büyük sıkıntılar var. Üstelik ekonomik krizin getirdiği hayal pahalılığı ile gelirlerdeki artışın aynı düzeyde olmamasıyla, geniş kitlelere mevcut yol giderleri bütçelerinde büyük gedikler açıyor. Üstelik mesafeler de uzun olunca çekilmez bir durum söz konusu oluyor Bir kentin kolay ve ucuz ulaşım imkânı olmazsa…    İş veya okul dışında sosyal yaşamdan uzaklaşmaya başlıyorsun. Aile gezmeleri pahalı hale geldiği için yapamıyorsun. Hele akşamları ne aile ziyaretleri nede dost arkadaş ziyaretleri yapılamıyor. Belirli saatten sonra ulaşımda yaşanan sıkıntılar düşünülünce, ‘Otur oturduğun yerde’ deyip kendince ev kuşu oluyorsun.    Kent sürekli genişliyor. Eskiden köy olarak değerlendirilen yerler, şimdilerde uydu kentlere dönüşüyor. Dolayısıyla, buralarda alt yapı sorunlarının yanı sıra, en önemli unsur ulaşım imkânları ve kolaylığı meselesi olarak karşımızda duruyor. Yani ulaşım sorunu kentimizin bir numaralı sorunudur. Geçmişten gelen kazanımların değer kaybı sorunu…    Adananın sosyal yapısı çok önemli. Kent kendi kimliğini korumaya muktedir bir yapıdayken, artık bu gücünü yitirmeye başladı. Hatta şunu söyleyebiliriz, göçle gelenler, nitelikli göç veren Adana iline kendi kültürlerini dayatmaya başladılar. Bu durumu kabullenmek yerine, çözüm üretecek projelere destek verecek başkan adaylarının olması gerekiyor. Hala bu soruna dikkat çeken başkan adaylarını göremedim.    Bir kentin yaşam kültürünü koruyacak, dışardan gelenlere öğretecek, özümsetecek, organizasyonları olmalı. Belediyeler bu konunun bir numaralı muhataplarıdır aslında. Kent akademileriyle, kentliye davranış, kentlinin nasıl davranması gerektiği öğretilmeli ve öğretilenler eliyle, geniş kitlelere yayılması sağlanmalıdır.    Kentin geçmişten gelen en önemli kazanımları arasında, festivaller kenti olmasıdır. Bu kazanımların değer kaybetmesi, Adana için önemli bir sorundur aslında. Kentin tanıtımı, markalaşması adına, kazandırılmış önemli organizasyonların, desteklenerek yenilenmesinde ve yüceltilmesine katkı gerekir.    Sanata ve sanatçıya destek konusu bir kentin en önemli konularının başında gelir. Bakıyorum Adana’mız sergi salonlarını birer birer kaybediyor. Ben 1992 yılında gerçekleştirdiğimiz Altın koza festivali sırasında, yedi mekânda sergiler açtığımızı hatırlıyorum.  Her biri birer birer yok oldu. İnsan üzülüyor, niye bizim yaşadığımız şehrin büyükşehir belediyesi eliyle veya kültür bakanlığı eliyle yapılmış bir kültür sarayı yok diye.    Mesela adana bir sinema kenti olarak büyük çabalarla ‘Sinema müzesi’ oluşturdu. Bir arkadaşım Adana dışından gelince, müzeye götürmüştüm. Müze üstün bir çabayla çok güzel hazırlanmıştı ve emeği geçenlere bu vesileyle teşekkür etmemiz gerekiyor. Ancak müze, ilk haliyle aynı yerde kalmış. Türk sinemasına katkı koyan ve müzede yer almayan çok eksikler var. Bu eksiklerin tamamlanmasını isteyen, bu konuda içselleştirilmiş söylem ortaya koyan başkan adayları göremedim.    Adana’ya kenti tanıtan kitapları kazandırmak için 1992 yılında başlattığımız ‘Altın koza yayınları’ vardı. İlk olarak ‘Adanalı şairler antolojisi’ kitabımızı basmıştık. Daha sonra ‘Geçmişten geleceğe Çukurova’da şiir’ kitabı iki cilt olarak basıldı. Mustafa Emre arkadaşımız verdiğimiz destekle araştırmasını yapmıştı. Bu vesileyle onun da emeğine saygıyla Adana adına teşekkürlerimi bildirmek isterim.    Altın koza yayınlarına festival yarışmalarının kitapları da eklenmişti. Sonraki yıllarda ağabeyim Fevzi Acevit döneminde Adana ile ilgili onlarca kitap yayınlandı. Ancak uzun yıllardır Altın koza yayınlarından hiç ses çıkmıyor. Adeta tarihin derinliklerine gömüldü. Koca bir metropol kent Adana ve sorunları var…     Adanalı yaşadığı kent için hayaller kuruyor. Başkan adaylarından da bu hayallerine ortak olmasını bekliyor. Fetret devri yaşayan, aha sonra borç batağına sürüklenen büyük şehir belediyemiz var. Mevcut başkan döneminde, yaşanan salgın ve asrın depremini yaşamış bir kent burası.    Ekonomik kriz yaşayan ülkemizde, enflasyon belasına tutulmuş sürüklenen milyonlarca çalışan, çalışmayan, emekli var. Umuyoruz ki seçimler sonrası bütün bu durumlarla bunalmış insanlarımıza kolaylıklar sunacak çözümlerle, projelerle katkılar sunacak bir başkan özlüyoruz.    Özlemekle olur mu?    Yaşayıp göreceğiz…