Tehlike işaretleri

Nil Dumansızoğ[email protected] liderin en önemli sorumluluklarından biri de “fırtınada” gemiyi yüzdürerek güvenli bir limana demir atmak. Bunun için Kibar Holding`in yönetim kurulu başkanı Ali Kibar`ın dediği gibi “koku alma duyuları kuvvetli” olmak gerekiyor. “Grubumuzun 50 yıllık bilgi birikimi ve 7-8 kriz yönetim tecrübesi olduğu için koku alma duyularımız kuvvetli. Gelmekte olanı 2 yıl evvelinde görebiliyoruz” diyen Ali Kibar, şirket bünyesinde “erken uyarı sistemi” geliştirdiklerini söylüyor. Aslında her liderin bir erken uyarı sistemi var. Tehlikeyi işaret eden bu ikaz göstergelerini liderlere sorduk. İşte yanıtlar…2022, tekstil sektörü için tıpkı başarılı geçen 2021 gibi iyi başladı. Ancak daha sonra emtia ve enerji fiyatları çok hızlı yükselmeye başladı. Şirketlerin enerji faturaları normalin 4 katına kadar çıktı. Bu tabloya Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği psikolojik etki de eklenince Türkiye`nin avantajlı olduğu Avrupa pazarında talep daralmaya başladı. 2022`de iyi başlayan ilk yarı, yerini birdenbire göstergelerin bozulduğu bir ikinci yarıya bıraktı. Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Necat Altın, 2022`de bozulan göstergeleri önceden görerek hedefleri ona göre belirlediklerini anlatıyor ve şöyle devam ediyor: “Euro bölgesine ihracat yaptığımız için Euro/dolar paritesi çok önemli bir faktör. Hammaddelerimizin çoğu dolara endeksli. Dolar ne kadar güçlenirse maalesef sektörün kazancı o ölçüde azalıyor. Biz de Euro/dolar paritesinin aleyhimize gelişeceğini gördük ve buna göre hesaplarımızı yaptık. Daha rekabetçi olmak için ürün gamlarımızda değişikliğe gittik. Hedef pazarlarımızı çeşitlendirdik. Enerji tüketiminde önemli oranda tasarruf sağladık.” Grubun erken uyarıları iyi okuması sayesinde plan ve hedefler bu göstergelere göre konumlandırıldı ve takip eden dönemde bu çalışmaların meyvesi alınarak “fırtınalı süreç” başarıyla atlatıldı. Kibar Holding Yönetim kurulu Başkanı Ali Kibar`ın da söylediği gibi “koku alma duyuları kuvvetli” liderler, şirketlerini fırtına da limana yaklaştırıyor. Bu da bize şunu gösteriyor: Her liderin bir “erken uyarı sistemi” var. İşte liderlerin erken uyarı sistemleri… NASIL BİR SİSTEM VAR? Yöneticilerin işlerin yolunda gidip gitmediğini değerlendirmek için düzenli takip ettiği, işletmelerine özgü göstergeler ve veriler üzerinden belirlenen parametreler var. Böylece olumsuz işaretleri önceden tespit etmeye çalışan liderler, işletme performansını izliyor ve gerekli önlemleri alabiliyorlar. Örneğin rakamsal göstergeleri önemsediğini belirten Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, “Dünya ve ülkemiz siyaseti açısından önemli günler, ekonomik göstergelerin açıklanacağı tarihler, ülkemizi ilgilendiren coğrafyalardaki gelişmeler gibi konular önümüze bir fotoğraf koyuyor” diyor. Erken uyarı sisteminin çeşitli metriklerin izlenmesini içerdiğini belirten Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, finansal performans göstergeleri, satış hacmi, kârlılık, nakit akışı ve mali yapı gibi finansal verileri incelediğini söylüyor. Kutmangil, bu göstergelerdeki anormal değişiklikler veya düşme trendlerinin, işlerin yolunda gitmediğini gösteren sinyaller olabileceğine dikkat çekiyor. Aylık rutin finansal raporlama ve yönetim kurulu toplantıları Orhan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayşegül Orhan için erken uyarı sisteminin en önemli parçaları. Orhan`ın verdiği bilgiye göre kalite, hammadde ve sevkiyatta karşılaşılabilecek potansiyel problemler için kırmızı ve sarı alarm mekanizmaları da söz konusu. İşlerin yolunda gidip gitmediğini değerlendirmek ve erken uyarılar almak için kapsamlı bir yaklaşım benimsediğini ifade eden Yeşim Grup CEO`su Şenol Şankaya, öncelikle belirsizlikleri ve değişimleri öngörmek ve yönetmek için uzun vadeli stratejilere odaklanıyor. Stratejileri uygularken kısa ve orta vadeli hedeflerini de sistematik olarak gözden geçirdiklerini söylüyor. SAHADAN İŞARETLERSektörün ve şirketin dinamiklerine göre iş dünyasının öncelik verdiği göstergeler farklılık gösterebiliyor. Örneğin Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, pazarın hareketsizliğine dayalı talep daralmasının çok önemli bir uyarı olduğuna dikkat çekiyor. Talep azalınca işletmelerin önlerinde yük almak için sıraya giren tırların azaldığını belirten Konukoğlu için bu da en önemli göstergelerden biri. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı için LME bakır baz fiyatlarının artış eğilimine girmesi ve finansa erişimin zorlaştırılması, sektörde işlerin kötüye gideceğini gösteren erken uyarılar. Çaycı`ya göre önlem olarak da müşteri alacaklarının gözden geçirilip müşteri risk haritasının oluşturulması gerekiyor. Bakır madenini yakından takip eden bir diğer yönetici de Alarko Carrier Genel Müdürü Cem Akan. Sektörde önemli bir hammadde olan bakırdaki dalgalanmanın fiyat değişimi konusunda fikir verdiğini belirten Akan, bunun dışında PMI sonuçlarını yakından izlediğini belirtiyor. PMI`ın 50`nin altına düşmesi, satın almanın ileriki dönemlerde azalacağını gösteriyor. Perakende sektöründeyse en önemli gösterge sahadan geliyor. Tüketiciyle iç içe olmanın verdiği bir avantaja sahip olduklarını belirten Kiğılı CEO`su Hilal Suerdem, “Tüketicinin ne sıklıkta alışveriş yaptığı ve bu alışverişlerde ne kadar harcadığı bizim için çok kıymetli veriler. Talebin azalması, fiyatların yüksek bulunması, tüketicilerin alışverişe olan ilgisini azaltması, AVM`lere giriş ayak sayılarının düşmesi ve elbette enflasyonist baskı, bizi sürekli tedbir alma durumunda bırakıyor” diyor. SIKINTILI RAKAMLARPeki son dönemde yöneticilerin izlediği göstergelere göre hangi konularda tehlike çanları çalıyor? Mağaza işlem sayısındaki değişim, en önemli göstergelerden biri. Bu değerdeki düşüşler, özellikle haftadan haftaya devamlılık gösterirse performansta problem olduğuna işaret ediyor. Caffè Nero Türkiye CEO`su Ahmet Yanıkoğlu, sektörün değişen şartlara adaptasyon kabiliyetinin yüksek olduğunu ancak uygulanan sıkılaştırma tedbirleri sonucunda tüketici talebinin azalma eğiliminde olduğunu hissettiklerini söylüyor. Yılın ilk yarısında, düşük sipariş oranları nedeniyle üretim değerleri ve kapasite kullanım oranlarının beklenen seviyeye ulaşamadığını belirten Yeşim Grup CEO`su Şenol Şankaya, yılın ikinci yarısında da istenilen hareketliliğin yakalanamayacağını söylüyor. Talepteki zayıflık, dengesizleşen kur ve hammadde fiyatları gibi faktörlerin ihracatı da olumsuz etkilediğini sözlerine ekleyen Şankaya, şöyle devam ediyor: “Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ihracatı, bu yılın ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,9 düşerek 14,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Ana pazarımız olan Avrupa Birliği`nde (AB) yaşanan durgunluk ve dünya pazarlarındaki enflasyon baskıları, Türkiye ekonomisindeki sıkıntılı göstergelerle birleşince sektörümüz olumsuz etkilendi. Şu anda sektörümüzün AB`ye ihracatında yaklaşık yüzde 20-25 oranında bir gerileme yaşanıyor. Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımızda, sektörümüzün ihracatındaki düşüşün yılın son çeyreğinde de devam edeceğini öngörüyoruz.” Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, son 6 ayda bir büyük deprem ve iki seçim geçirmenin ekonomi üzerinde yarattığı baskıdan bahsediyor. Piyasalar ve yatırımcılar açısından temkin gerektiren bir dönem geçirdiklerini belirten Doğan, “Akabinde bayram ve yaz tatili geldi. Göstergeler, çok çalışacağımız bir güz ve kış dönemine işaret ediyor” diyor. TEKSTİLDE RİSK NEREDE?Yüksek enflasyon nedeniyle düşen alım gücü, iç ve dış pazarlarda talep daralması, maliyet artışları ve hammaddeye erişim sorunları, sektörleri etkileyen en önemli sorunlar. Özellikle perakende, bu faktörlerden en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyor. Kiğılı CEO`su Hilal Suerdem, “Enflasyon, enerji giderleri ve artan döviz kurlarındaki stabil seyrediş ve enflasyondaki artışla yükselen maliyetler, asgari ücret ve son olarak enerji giderleri ve hammaddelerin dövize endeksli olmasıyla finansal yüksek giderler bizim için göstergedir” diyor. Global pazarda ve iç piyasada pamuk fiyatlarının düşmesiyle de sektörde üretimden kaçışlar gözlemleniyor. Kahramanmaraş`taki depremler sonrası bölgedeki pamuk işleme tesisleri büyük oranda zarar gördü ve buna bağlı olarak pamuk üretimi de azaldı. Öte yandan enflasyon, baz etkisine bağlı olarak nispeten bir düşüş gözlemlense de tehdit oluşturmaya devam ediyor. Yeşim Tekstil CEO`su Şenol Şankaya, sektörü etkileyen en önemli riskler hakkında şunları anlatıyor: “Hammadde tedarikinin her şirket için kritik önemi bulunuyor. Ayrıca girdi maliyetlerindeki artışlar, enflasyon kaynaklı olarak üretimde fiyatlandırmayı doğrudan etkiliyor. Tüm bunlara ek olarak Rusya-Ukrayna savaşıyla artan enerji maliyetlerine önümüzdeki günlerde İsrail-Filistin arasında yaşanan savaşın etkileri de yansıyacak.” HER AN TETİKTELER Önümüzdeki dönemde de enflasyon ve belirsizlik, en büyük risk olarak iş dünyasının gündeminde kalmaya devam edecek. Kiğılı CEO`su Hilal Suerdem, sosyal olaylar, jeopolitik gelişmeler, ekonominin gidişatı, mali yönetim ve piyasaların istikrarının iyi yönetilememesine karşı tetikte olacaklarını söylüyor. Alarko Carrier CEO`su Cem Akan`ın tetikte olacağı konuların başında, finansman maliyetleri ve kur dalgalanmaları geliyor. Kâr marjlarını erozyona uğratan ürün maliyet artışlarını, kış aylarıyla beraber artacak enerji maliyetlerini, enflasyon nedeniyle oluşan ücret artışlarını takip ettiklerini belirten Caffè Nero Türkiye CEO`su Ahmet Yanıkoğlu, “Satışlarımızı bu maliyet artışlarını karşılayacak şekilde artırmanın gayreti içindeyiz” diyor. Bunların dışında Türkiye`de farklı parametreler de yöneticileri her an tetikte olmaya zorluyor. Ülkemizde pek çok durumun işlerin yolunda gitmediğine dair bir gösterge olduğunu belirten Reyşaş Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, düşüncelerini şöyle açıklıyor: “Türkiye`nin bir deprem ülkesi olması, kanun ve sistemlerin değişken olması ve siyasetin ekonomi ve ticareti bu denli etkiliyor olması bu durumun en büyük göstergelerinden biri. Almanya`da bir şirket siyasetin günübirlik kararlarından ya da değişen hükümetten etkilenmez. Bizdeyse belediye başkanının değişmesi bile bizi otomatik olarak tetikte olmaya itiyor. Dolayısıyla zaten her an önlem alarak ilerlemiş oluyoruz.”“GELİR GİDER DENGEMİZİ TUTTURMAYA ÇALIŞIYORUZ”HÜLYA GEDİK GEDİK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANIÖNEMLİ İŞARETLER Satış rakamlarımızın düşmesi ve dolayısıyla kârlılığımızın kritik eşiğin altında kalması, bizim için önemli bir uyarı. Maliyetlerimizi biliyoruz ve gelir gider dengemizi tutturmaya çalışıyoruz. İç ve dış pazara olan satışlarımızın düşük seyretmesi, stok devir hızımızın yavaşlaması, stokların fazlalaşması ve maliyetlerimizin artması; önlem alınması gerektiğini işaret eden en önemli göstergeler.NEYE KARŞI TETİKTE? Son bir yılda ürünlerin dijitalleşmesi ve farklılaşması, müşteri beklentilerinin çeşitlenmesi ve artması, ürünlerin sıradanlığın dışına çıkması ve daha ileri teknolojik ürün talebinin artması, yurt dışı rakiplerin ülkelerinden aldığı maddi desteklerle üstün olduğu alanların fazlalaşması gibi konular uyarı niteliğinde. Biz de yurt dışından maliyeti düşük, kalitesi yetersiz ürünlerin girişi ve pazarı bozmaları, ithalatımızın fazla olduğu ülkelerle STA anlaşması yapılması, yerli üreticinin korunmaması, deneyimli insan kaynaklarını şirket içinde tutabilme konularına karşı tetikteyiz.“İKİ YIL ÖNCE GÖRÜYORUZ”ALİ KİBAR KİBAR HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANIKRİZ TECRÜBESİ Grubumuzun 50 yıllık bilgi birikimi ve 7-8 kriz yönetim tecrübesi olduğu için koku alma duyularımız biraz kuvvetlenmiş durumda. Gelmekte olanı 2 yıl evvelinde görebiliyoruz. Bizi ayakta tutan da bu. Bizim için rakamsal büyüklükler hiç önemli değil. Faydalı yatırıma odaklandık. Ülkeye katkısı olacak, faydası olacak, ülke içinde değer yaratacak, değer zinciriyle başka pazarlara da ihraç edebilecek sistematik ürünlerde yeni yatırım alanları görüyoruz.KİMLER AYAKTA KALACAK? 2024, iç tüketim daralmasının muhtemel olduğu; fakat ihracat yapan kuruluşların ayakta kaldığı ve ülke içindeki katma değerin ihracat gelirlerini artırdığı bir yıl olur. İki yıl içinde ülkemiz enflasyonun kontrol altına alındığı, sistemlerin rahat işleyeceği bir döneme geçer. Bu yıl enflasyon yüksek çıkacak yapacak bir şey yok, bu kademe kademe iner.“AVRUPA`DAN KAPASİTE GÖCÜ OLABİLİR”GÖKHAN SIĞIN BSH GELİŞEN PAZARLAR BÖLGESİ CEO`SUFİYAT BASKISI Bizi yakın zamanda etkileyen en önemli faktör, pandemiyle birlikte gelen enflasyon oldu. 2020`nin başında dünyada paranın da bollaşması ve arkasından hane halkının eve kapanmasıyla kendi sektörümüz açısından hem enflasyonun hızlı bir şekilde geleceğini hem kapasitemizin yetmeyeceğini anlamıştık. İki taraftan da bir fiyat baskısı olacaktı. Eski bilgilerimizi açarak o anda hangi taktiklerin geçerli olacağına baktık. Önümüzdeki 2-3 yılda ürünlerin, hane halkı gelirinden daha fazla artacağını gördük. Tüketiciyi ve tedarikçilerimizi de buna göre yönlendirdik. Bu süreçte fiyat ayarlamaları bizim için kritik oldu. “HAZIRLIKLI OLMALIYIZ” Önümüzdeki yıllarda Avrupa`dan ciddi bir kapasite göçü olacağını bekliyorum. Avrupa, verimsizliğini kendi içinden atmak zorunda. Batı, enflasyonla tahmin edilenden daha uzun süre uğraşacak. Türkiye, üretim altyapısı ve bilgi birikimi dolayısıyla bu kapasite göçünü hazırlıkla beklemeli. Bunun olması için bizim uluslararası engellemelere maruz kalmamamız lazım. Doğuda hane halkının davranışları Batı`ya göre çok farklı. Bu potansiyel bizim menfaatimize olacak.

Capital İş Dünyası
.
2 ay önce
Haber Detayı

Son çeyrek hızlı gidecek

Capital İş Dünyası
.
3 ay önce
Tüm Haberler
istanbul escort