Türkiye’nin gelişimi çok etkileyici

Tuba İ[email protected] Yatırım Şirketi CEO`su ve Valentino Yönetim Kurulu Başkanı RACHİD MOHAMED RACHİD, lüks sektörünün önemli isimlerinden biri. “Türkiye`nin ekonomik gelişimini her zaman çok etkileyici buldum” diyen Rachid, son 20 yılda yaşanan büyümenin, Türkiye`de lüks işine yatırım yapma isteği doğurduğunu söylüyor. “Boyner Ailesi ile başlayan yatırımlar, zamanla tamamen lükse odaklanan işe dönüştü. Son 5 yılda Beymen, önemli bir dönüşüm geçirdi ve çok başarılı oldu” diye anlatıyor. “Hedeflerimiz net” diyen Rachid, Türk halkının lüks ihtiyaçlarını Beymen ile karşılayacaklarını söylüyor.Lüks sektörünün önde gelen isimlerinden biri olarak kabul edilen Rachid Mohamed Rachid, küresel moda endüstrisinde en etkili 500 kişi arasında yer alıyor. Yatırım şirketi Mayhoola`nın CEO`su olan Rachid, 2012`de İtalyan moda ikonu Valentino`nun 700 milyon Euro`ya alınmasına liderlik yaptı. Valentino`nun başına geçti ve markanın dönüşümünü yönetti. Geçtiğimiz temmuzda yüzde 30`unu 1,87 milyar dolara moda devi Kering Grup`a sattı. Türkiye`de lüksün önde gelen temsilcisi Beymen`in 2019`da tamamının satın alınmasına da liderlik eden Rachid, Türkiye pazarını oldukça iyi bilen bir isim. Unilever`in Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye direktörü olarak görev yaptığı süreçte 2002 finansal krizinin ardından yabancı doğrudan yatırım konusunda hükümete tavsiyelerde bulunmak amacıyla kurulan 6 kişilik komitede yer aldı. 2004`te Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı oldu ve Türkiye ile Mısır arasında ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağladı. Türkiye için en önemli konunun enflasyonla mücadele ve bütçe açığının azaltılması olduğunu vurgulayan Rachid, bu süreci yöneten ekibin oldukça deneyimli olduğunu düşündüğünü söylüyor ve “Orta Vadeli Plan önemli bir adım. Türkiye`nin önümüzdeki 2-3 yılda bu politikaların faydalarını göreceğine inanıyorum” diyor. Türkiye`nin uluslararası lüks markalar ve yatırımcılar için cazip bir destinasyon haline geldiğini belirten Mayhoola Yatırım Şirketi CEO`su ve Valentino Yönetim Kurulu Başkanı Rachid Mohamed Rachid ile Türkiye`nin lüks sektöründeki konumunu ve geleceğini konuştuk: Türkiye pazarı ve ekonomisi hakkında oldukça geniş deneyime ve bilgiye sahipsiniz. Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye`nin en önemli özelliklerinden biri, çok güçlü bir özel sektöre sahip olması. Özel sektör Türkiye`de oldukça aktif ve ekonomide zorluklar yaşansa bile Türkiye genellikle güçlü şekilde büyüyor. Hem içeride hem de dışarıda faaliyet gösteren çok sayıda başarılı özel sektör şirketi, ekonomik çeşitliliği ve sektörel başarıyı destekliyor. Endüstri, turizm, tarım, inşaat ve hizmet sektörleri gibi birçok alanda gösterilen çeşitlilik, Türkiye`nin zor zamanları aşmasına yardımcı oluyor. Son yıllarda Türkiye, önemli ekonomik zorluklar yaşadı. Fakat son dönemde açıklanan Orta Vadeli Plan`ın önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Enflasyonla mücadele ve bütçe açığının azaltılması, öncelikli hedefler arasında yer alıyor. 2024 yılında bu hedeflere doğru yürüneceğini düşünüyorum. Ayrıca bu hedefi yönetecek çok deneyimli bir ekibin bulunduğuna inanıyorum. Türkiye`nin önümüzdeki 2-3 yılda bu politikaların faydalarını göreceğini bekliyorum.  Türk lüks pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Türkiye`nin lüks sektör için üretim ve tedarik zinciri açısından stratejik bir konuma sahip olduğunu belirtmek isterim. Pandemi sonrası dönemde Türk tedarikine daha fazla talep olduğunu görüyoruz çünkü Türk tedarikçilere Çin ve diğer Asya ülkelerine göre daha fazla güveniliyor. Ayrıca Türkiye tasarım alanında giderek daha etkin hale geliyor. Türkiye`nin lüks pazarı, son zamanlarda dikkate değer bir büyüme gösteriyor. Yabancı tüketicilerin satın almalarının yanı sıra yerel müşteriler arasında da yüksek kaliteli ürünlere olan ilgi artıyor. Lüks markalar için Türk turizmi ne sunuyor? Turizm ve lüks, birbirini tamamlayan iki sektör ve bu bağlamda Türkiye`nin büyük bir potansiyeli bulunuyor. Lüks konaklama tesisleri, restoranlar, alışveriş merkezleri ve diğer deneyimlerle birçok destinasyon seçeneği sunuyor. Özellikle İstanbul, Bodrum, Antalya ve Kapadokya gibi bölgeler, lüks turizm açısından önemli merkezler olarak kabul ediliyor. Türkiye hem yerel hem uluslararası turistler için büyük bir alışveriş merkezi olarak da öne çıkıyor. Bu da lüks markaların Türkiye`deki mağazalarını açmaları için bir fırsat oluşturuyor. Türkiye`nin lüks tüketim ve turizm alanında sağlam bir potansiyeli olduğunu ve lüks markaların bu potansiyelden yararlanabileceğini görüyoruz. Diğer yandan Beymen için her zaman birinci öncelik ve en büyük pay, lokal müşterinin. Bugün Beymen`in portföyünde yüzde 30`lara varan oranda yerli marka payı var. Bunları da yerli ve yabancı müşterilerle buluşturma konusunda Beymen önemli bir rol oynuyor. Bu da Türkiye`nin potansiyeli için önemli bir gösterge.  Genç nüfusun lüks tüketime nasıl bir etkisi olabilir?  Türkiye`nin genç ve dinamik nüfus yapısı, ülkenin büyüme ve potansiyelini ciddi anlamda etkileyebilir. Hem iş gücü piyasası hem tüketici tabanı açısından büyük bir potansiyel sunan genç nüfus, ekonomiye ve lüks tüketim alanına dinamizm katabilir. Gençler, genellikle yeni deneyimlere, lüks ürünlere ve seyahatlere ilgi gösteriyor. Bu durum, lüks markalar ve turistik destinasyonlar için ciddi bir fırsat. Türkiye`nin genç nüfusu, lüks sektörü için gelecekteki büyüme ve inovasyonun temelini oluşturabilir. Sizin Türkiye`yle bağlantınız nasıl başladı ve Beymen`i satın alma süreci nasıl gerçekleşti? Türkiye`yle bağlantım 2000 yılında Unilever`in Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye direktörü olduğum döneme dayanıyor. 2004 yılına kadar yönetimde oldukça etkiliydim. 2002 ekonomik krizi sonrası yabancı doğrudan yatırımları teşvik eden politikaların uygulanması, 6 kişilik bir komiteye dahil olmamı sağladı. 2004 yılında Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı olarak görev aldım ve Türkiye ile bir Orta Doğu ülkesi arasında ilk ticaret anlaşmasını imzaladık. Türkiye`nin ekonomik gelişimini her zaman etkileyici buldum. Son 20 yılda yaşanan büyüme, Türkiye`de lüks işine yatırım yapma isteğini doğurdu. Boyner Ailesi ile başlayan yatırımlar, zamanla tamamen lükse odaklanan işe dönüştü. Son beş yılda Beymen, önemli bir dönüşüm geçirdi ve çok başarılı oldu. Beymen yatırımınızı nasıl değerlendiriyorsunuz ve önümüzdeki 5 yılda markayı nerede görmeyi amaçlıyorsunuz? Beymen, lüks segmentinde lider marka olarak konumlanıyor ve odaklı bir iş stratejisi izliyor. Hedeflerimiz net: Türk halkının lüks ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılamak. Lüksün her yerde önemli ve hayati olduğu düşünülmese de Beymen`in insanların yaşam stillerine olumlu yönde nasıl katkıda bulunduğunu, turizm gibi sektörlere nasıl katkı sağlayabileceğini ve Türkiye`nin yeteneklerini dünyaya nasıl tanıtabileceğini gördük. Beymen, çok hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yönetim kurulu başkanı Ergun Özen`in liderliğinde, Elif Çapçı`nın CEO`luğunda harika bir ekibimiz var. Beymen, İstanbul`da ve Türkiye`de amiral mağazalarını büyüttü, renove etti. Ayrıca ciddi sayıda yeni mağaza açtı. Beymen Club ve Network`ün mağazalarının yurt dışında açılış sürecini yönetti. Diğer yandan dijital yolculuğuna da büyük yatırım yaptı. Beymen.com ile modanın dışında lüks yaşam stiline hizmet eden büyük bir e-ticaret platformu başlattı. Bu platform ilk olarak Türkiye`de hizmete girdi, ancak genişletilmesi mümkün. Şu anki projelerimiz ve fikirlerimiz perakende işini büyütmeye ve Türk tüketicisine çok etkili bir şekilde hizmet etmeye yönelik. Önümüzdeki yıllarda, Beymen`in Türkiye`de kesinlikle çok başarılı ve lüks modadaki lider konumuyla önde gelen bir şirket olmaya devam edeceğine inanıyoruz. E-ticaretin lüks sektöründe nasıl bir evrim geçirdiğini gözlemliyorsunuz ve bu bağlamda Beymen`in stratejilerini paylaşabilir misiniz? E-ticaret, özellikle pandemi sürecinde önemli bir evrim geçirdi. Başlangıçta lüks sektöründe insanlar e-ticarete karşı oldukça çekimserdi. Ancak pandemi sırasında bu kanala daha fazla yöneldiler. Lüks sektörü, genel olarak duygusal ve deneyimsel alım kararlarına dayalı olduğundan, tüketiciler genellikle ürünleri görmek, dokunmak ve duygusal bir bağ kurmayı tercih eder. Beymen, e-ticareti farklı bir kanal olarak ele alıyor, bütünsel bir deneyim sunuyoruz ve e-ticaretle mağaza arasında güçlü bir bağlantı kuruyoruz. Müşteriler, e-ticaretten bir ürün satın alabilir, mağazaya gidip deneyebilir veya iade edebilir; mağazada denemeler yapabilir ve sonra evinize dönüp e-ticaret üzerinden sipariş verebilirsiniz. Lüksün duygusal bir yönü her zaman olacak ve bu duygusal bağ, fiziksel etkileşimle sağlanacak. Ürünü görmeli, dokunmalı, hissetmeli ve bazen koklamalısınız. Beymen bütünsel bir deneyim amaçladığı için çok başarılı şekilde dijitalde de büyümeyi sürdürüyor.  Mayhoola, yatırım yaparken nelere dikkat ediyor? Yaptığınız yatırımlara nasıl bir değer katıyorsunuz?  Mayhoola, temel olarak lüks sektöre odaklanan Katar merkezli bir yatırım firması. Son 11 yılda, dünya genelinde birçok lüks markaya yatırım yaparak bu markaların büyümesine sermaye ve yönetim katkısı sağladık. Örneğin İtalya`da Valentino, Fransa`da Balmain ve Türkiye`de Beymen gibi lüks markaların satın alınması ve büyütülmesi, bu stratejimizin bir parçası. Lüks sektörü, dünya genelinde hızla büyüyen segmentlerden biri olduğu için bu alana büyük bir odaklanma gösteriyoruz. Yatırım yaparken markanın pazardaki potansiyeli, yönetim ekibi, finansal performansı ve sektördeki konumu gibi çeşitli faktörleri değerlendiriyoruz. Markanın küresel pazarda büyüme ve genişleme kapasitesine, inovasyon ve sürdürülebilirlik potansiyeline bakıyoruz. Yatırımlarımıza katkıda bulunma şeklimiz hem finansal hem operasyonel destek sağlayarak markaların büyümesini ve genişlemesini hızlandırmak şeklinde oluyor. Sektörel deneyimimiz ve global bağlantılarımızın desteğiyle markaların stratejik planlama ve global pazarlara erişim gibi alanlarda gelişimine destek oluyoruz. Geniş bir coğrafyada ve çeşitli sektörlerde yatırımlar yaparak markaların ve sektörlerin büyümesine ve inovasyonuna katkı sağlama amacındayız.“Valentino`da çok iyi işler yaptık” diyorsunuz. Valentino`da neler oldu?  2012 yılında Valentino`yu satın aldığımızda markanın satışları 300 milyon doların altındaydı. Mayhoola`nın portföyü altında Valentino`nun satışları yaklaşık 1,5 milyar Euro`ya ulaştı. Marka sadece boyut ve hacim açısından değil, aynı zamanda prestij ve statü açısından da dünyanın en önemli lüks markalarından biri haline geldi. Valentino, mutlak lüks bir marka olarak kabul ediliyor ve haute couture`a büyük bir vurgu yapıyor. 1960`lardan bu yana haute couture kültürüne büyük önem veriyor ve bugün dünya genelinde 42`den fazla ülkede 220`den fazla mağazaya sahip.LÜKSÜN GELECEĞİTürkiye, lüks için üretim ve tedarik zinciri açısından stratejik bir konuma sahip. Yabancıların yanı sıra yerel müşteriler de yüksek kaliteli ürünlere ilgi gösteriyor.Genç nüfus, lüks için gelecekteki büyüme ve inovasyonun temelini oluşturabilir.Türkiye`nin lüks tüketim ve turizm alanında sağlam bir potansiyeli var. Türkiye, yerel ve uluslararası turistler için büyük bir AVM. Bu da lüks markaların mağaza açması için bir fırsat oluşturuyor.Türk tedarikçilere Çin ve diğer Asya ülkelerine göre daha fazla güveniliyor.Türkiye`nin lüks pazarı da dikkate değer bir büyüme gösteriyor. Pandemi sonrasında Türk tedarikine daha fazla talep oldu. Türkiye tasarımda giderek daha etkin hale geliyor.“2023 LÜKSTE BÜYÜME DAHA YAVAŞ”PANDEMİ 2021 ve 2022 lüks sektörü için önemli büyümenin yaşandığı yıllar oldu. Pandemi nedeniyle insanlar evde kaldı, seyahat etmedi. Ancak pandeminin geride kalmasıyla birlikte intikam alışverişleri yapıldı. Aynı zamanda tüm pazarlarda ekonomiyi destekleme amacıyla likidite artışı yaşandı. Bu durum lüks pazarında global ölçekte yaklaşık yüzde 20 oranında büyüme gözlemlendi.TAHMİN 2023, biraz farklı bir yıl oluyor. Yılın ilk yarısı iyi geçti. Tüm analistler ve araştırma şirketleri, 2023 için dünya geneli yaklaşık yüzde 10`luk bir büyüme bekliyordu. Bence bu, çok iyimser bir tahmin ve büyüme oranının bu kadar yüksek olmayacağını düşünüyorum. Yılın ikinci yarısında Amerika, Avrupa ve hızlı toparlanması beklenen Çin`de pazarlar yavaşladı. Bu nedenle 2023, lüks sektörü için göreceli olarak büyümenin daha yavaş olduğu bir yıl olacak.TÜRKİYE Bu süreçte Türkiye`nin lüks pazarını geliştirmek ve uluslararası turistleri çekmek için bir dizi strateji ve yaklaşım benimsenmesi önemli. Türkiye`nin lüks ürünlerin üretiminde potansiyel taşıdığını vurgulamak gerekiyor. Türk tasarımcılar ve üreticileri, global ölçekte tanınan lüks markalar için iş birliği yapma potansiyelleri var. Yerel tasarımcılar ve markaları desteklemek de kritik öneme sahip. Uluslararası pazarlama ve marka bilinirliği konularına yatırım yapılması Türkiye`nin lüks pazarını geliştirecek ve global lüks turizm ve alışveriş sahnesinde konumu daha da güçlendirecektir.“VALENTINO`NUN BAŞARISINI SİMGELİYOR”SONRAKİ AŞAMA Kering ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma, Valentino`da yatırım evresinden bir sonraki aşamaya geçişimizi temsil ediyor ve Valentino ile Kering arasında gerçekleşti. Anlaşma kapsamında, Kering Valentino`nun yüzde 30 hissesini 1,87 milyar dolar karşılığında satın aldı. Bu anlaşma, Kering`e en geç 2028 yılına kadar Valentino`nun yüzde 100 hissesini satın alma opsiyonunu sunuyor.STRATEJİK ORTAKLIK Bu durum, Mayhoola ve Kering arasındaki daha geniş bir stratejik ortaklığın ilk adımı. Ayrıca bu anlaşma Mayhoola`nın gelecekte Kering`in bir hissedarı olma potansiyelini de beraberinde getiriyor. Bu anlaşma, Valentino`nun son 11 yılda elde ettiği başarıyı simgeliyor ve Valentino`ya, önümüzdeki yıllarda dünyanın en iyi 2-3 markasından biri olma kapasitesini sunuyor. Anlaşma hem Valentino hem de Kering için stratejik bir gelişme ve Kering`in lüks moda alanında daha da güçlenmesine olanak tanıyacak.“TÜRK LÜKSÜ ÜNLÜ TASARIMCILARA İLHAM VERECEK”50. YIL Beymen`in geride bıraktığı 50. yılını kutluyoruz. Bu bizim için büyük bir başarı. Beymen, Türkiye`nin en prestijli lüks markalarından biri ve adeta lüksle eş anlamlı. 50. yılda Beymen`in bu özel kilometre taşını değerlendirmek ve gurur duyacak bir iş başarmak istedik. Türkiye`nin lüksle yeni tanışmadığını, tarih boyunca harika ürünler yaratma konusundaki güçlü geleneğini hatırlatarak Türkiye`nin lüks dünyasına güçlü bir katkı sağlama zamanının geldiğini vurgulamayı hedefliyoruz. Beymen`in yarım yüzyıllık serüvenini, Türkiye`nin 500 yıllık zengin tarihine bağlamak istedik. Bu amaçla akademisyenler, tarihçiler, sanatçılar, müze müdürleri, yazarlar ve tasarımcıların da aralarında bulunduğu alanında uzman isimlerden oluşan bir danışma kurulu oluşturduk. Danışma kurulumuzdan Türkiye`nin son 500 yılında lüksü en iyi temsil eden öğeleri, simgeleri ve görselleri derlemelerini istedik. Sunulan görseller modayı, mücevherleri, hat sanatını, halıları, mobilyaları ve mimariyi kapsadı. Bu, projenin bizim açımızdan heyecan verici ilk adımıydı. 500 YILLIK YOLCULUK Daha sonra bu görselleri ve 500 yıllık hikâyenin öne çıkan unsurlarını, benzeşen ve iç içe geçen kapsamlı yönlerini bir araya getirdik ve Beymen`in iş yaptığı dünyanın en iyi lüks markalarıyla paylaştık. “Bu topraklardaki lüksün tarihinden aldığınız ilhamla bize eserler sunun” çağrısında bulunduk. Çok zorlu bir proje oldu, ancak eserleri almaya başladığımızda karşımıza çıkan inanılmaz tasarımlar bizi çok etkiledi. Ve sonunda, 50 uluslararası markanın tasarımcılarının eserlerini Tophane-i Amire`de 6-30 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek “Golden Opulence” sergisinde bir araya getirdik. Türkiye`de yaşayan herkesin bu eserleri gördüğünde gurur duyacaklarını ve ilham alacaklarını düşünüyoruz.

Capital İş Dünyası
.
3 ay önce
Haber Detayı

“Kredilerde yüzde 40’tan fazla artış olmaz”

Capital İş Dünyası
.
2 ay önce
Tüm Haberler
istanbul escort