Demokrasi tehdit altında

Tuba İ[email protected]ülist dil kullanan liderlerin sayısı, 2000`li yılların başlarına göre iki kat artmış durumda. Financial Times Ekonomi Baş Yazarı MARTIN WOLF de aynı görüşte. Rusya, Çin, Macaristan, İngiltere, Amerika ve Türkiye gibi birçok farklı ülkede bu durumun gözlendiğine dikkat çeken Wolf, demokratik kapitalizmin tehlikede olduğunu söylüyor. Yaşanan bu değişimi ise kendi okuyucu kitlesi de olan “elitlere” mal ediyor. Son kitabı “Demokratik Kapitalizmin Krizi”nde popülist liderlerin başarısının iş ve ekonomi elitlerinin başarısızlığının bir göstergesi olduğunu vurguluyor ve “Dürüst ve yetenekli elitler olmadan demokrasi yok olur” diye konuşuyor.Saygın ekonomi gazetecilerinden Financial Times Ekonomi Baş Yazarı Martin Wolf, Demokratik Kapitalizmin Krizi (The Crisis of Democratic Capitalism) isimli yeni kitabıyla gündemde. Wolf`un kitabı, kapitalizm ve demokrasinin biri olmadan var olamayacağı ve birlikte var olduklarında dünyanın görmüş olduğu en refah toplumları üretebilecekleri savı üzerine kurulu. Ancak Wolf, birbirini güçlendiren bu uyumun bir çöküşe dönüştüğüne dikkat çekiyor. Rusya, Çin, Macaristan, İngiltere ve Türkiye gibi birçok farklı ülkeyi ele alan Wolf, Amerika Birleşik Devletleri`ne daha fazla odaklanıyor. Wolf`a göre ABD`de yaşanacak başarısızlık, Avrupa`yı ve dünyanın geri kalanını da beraberinde sürükleyebilir. Wolf`un toplumun ana kurumlarını yöneten “elitler” konusunda da ilginç görüşleri var: “İnsanlar zengin ve kendilerinden uzak iş elitlerinin, kendi çıkarlarına ilgi göstermeyen hükümet elitlerinin ve derin devlet olarak adlandırılan elitlerin var olduğuna inanıyor” diyen Wolf, popülist politikacıların da genellikle “Ülkeyi arındırmak ve elitleri temizlemek için buradayım. Biz gerçek halkız” dediğine değiniyor. Wolf, ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda güç ve etkisi olan elitleri toplumsal güveni baltaladıkları için suçluyor. Kendi çıkarlarını ön plana koydukları ve halkın ihtiyaçlarını göz ardı ettikleri için de eleştiriyor. Financial Times Baş Yazarı Martin Wolf ile demokratik kapitalizmin geleceği üzerine önemli bir analiz ortaya koyan yeni kitabı “Demokratik Kapitalizmin Krizi” üzerine konuştuk: Size göre demokrasiyle piyasa ekonomisi arasındaki ilişki neden krizde? Bu ilişkiyi yenilemek mümkün mü?  Geçmişte demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi birbirini güçlendiren ve destekleyen unsurlardı. Ancak son yıllarda ekonomik büyümenin yavaşlaması, artan gelir eşitsizliği ve elitlerin halkın çıkarlarına kayıtsız kaldığı algısı sistemin temellerindeki kırılganlığı artırdı. Kitabım bu krizin altında yatan temel sebepleri analiz ediyor. Eşitsizlik, finansal krizler ve siyasi tepkiler gibi faktörlerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini ve bu krizin nasıl bir döngüye dönüştüğünü inceliyorum. Ancak sadece bir teşhis sunmuyorum, aynı zamanda sürdürülebilir ve kapsayıcı bir yol haritası da ortaya koyuyorum. Ekonomik büyümeyi canlandırmak, gelir eşitsizliğini azaltmak ve siyasi sistemdeki güveni yeniden inşa etmek için atılması gereken adımları tartışıyorum. Demokrasi ve piyasa ekonomisinin birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu ve güçlü bir demokratik kapitalizmin daha adil ve sürdürülebilir bir toplum yaratmaya nasıl katkıda bulunabileceğini vurguluyorum. Yani bu ilişkiyi yenilemek mümkün.  Demokrasiler dünya genelinde neden bu kadar kırılgan bir duruma geldi?  “Konsolide demokrasiler” olarak adlandırılan yerlerde, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika`da, halkla toplumda egemen rol oynayan elitler arasında bir anlaşma var. Benim bakış açıma göre bu anlaşma elitlerin halka makul bir şekilde tatmin edici bir ekonomik gelecek sunmaları durumunda meşru oluyor. Bu anlaşma, Sanayi Devrimi`nin sonucu olarak ortaya çıktı ve demokrasinin güçlü hale gelmesine neden oldu. Ancak günümüzde bu anlaşmanın gerildiğini ve çözülmeye başladığını açıkça görüyoruz. Uzun bir sanayileşme dönemi yaşandı, zayıf büyüme ve birçok ülkede artan eşitsizlik gözlemlendi. Tüm bu faktörler birçok toplumda alt-orta sınıfı dezavantajlı hale getirerek bu kesimlerin son derece rahatsız olmasına neden oldu. Ardından finansal krizi tetikleyen olaylar gerçekleşti. Ekonomik sistemi yöneten kişiler, yani siyasetçiler ve teknokratlar, ne yapacaklarını açıkça bilmediklerini gösterdi. Daha da kötüsü, devlet desteğiyle büyük oranlarda kurtarma operasyonları söz konusu oldu. Bu süreçte halkın önemli bir kesimi tasarruflarını kaybetti ve gelirlerde önemli düşüşler yaşandı. Toplumda elitlere karşı derin bir hayal kırıklığının oluşması, siyasi alanda özellikle sağ popülist liderler için uygun bir zemin oluşturdu. Bunu şu anda hemen hemen her yerde gözlemliyoruz. Ekonomik ve siyasi sistemin istikrarı konusunda endişelenmeye ne zaman başladınız? Gözlemlediğiniz değişiklikler neler oldu? Özellikle 2008 finansal kriziyle birlikte ekonomik ve siyasi sistemimizin istikrarı ve etkinliği konusunda endişelenmeye başladım. Finansal krizden sonra ilk endişelerim ekonomik sistemle ilgiliydi, çünkü finansal kriz ekonomik bir olaydı. Ardından “Shifts and Shocks” adlı kitabımı yazdım. Finansal krize, neden gerçekleştiğine ve toplumlarımızı nasıl ciddi şekilde zedelendiğine baktım. Sonrasında işler ekonomik açıdan biraz daha iyiye gitmeye başladı. Ancak çok kısa bir süre sonra politik sistem dağınık görünmeye başladı. Donald Trump`ın başkan adayı olarak ortaya çıkışını ve ardından seçimdeki zaferini gördük. İngiltere`de Brexit referandumunu yaşadık. Her ikisi de 2016 yılında gerçekleşti. Güçlü popülist tepkiler belirgin hale geldi. Politikanın karakteristik özelliği haline gelen bu durum diğer ülkelerde de açıkça görülüyordu. İtalya, Fransa, İspanya ve hatta Almanya`da bunu gözlemliyorduk. Bu, dünya çapında demokrasiye karşı bir tepki olarak nitelendirilebilecek, Stanford`dan Larry Diamond`ın “demokratik gerileme” olarak adlandırdığı bir durumdu. Endişelerimin ekonomik ve politik bağlamı buydu. Kişisel bağlamıysa ebeveynlerimin savaş yıllarında Almanya`nın Hollanda`yı işgal ettiği dönemde mülteci olarak gelmesiydi. Yaşananlar bir felaketti. Bence bunun büyük bir nedeni Nazilerin iktidara gelmesini sağlayan Büyük Buhran`dı. Dolayısıyla ekonomik endişelerime kişisel endişelerim de eklendi.  Okuyucularınızın büyük bir kısmı elitlerden oluşuyor ve kitabınızda elitleri sert bir şekilde eleştiriyorsunuz. Nedir elitlerin yanlışı?  Popülist politikaların her zaman elit karşıtı olduğu unutulmamalı. Popülist politikacılar genellikle “Ülkeyi arındırmak ve elitleri temizlemek için buradayım. Biz gerçek halkız” gibi açıklamalar yapar ve derin bir elit karşıtlığı yaratırlar. Bu tür elit karşıtlığı tutumlar, benim gözlemime göre her zaman samimiyetsizdir. ABD`de Donald Trump, Brezilya`da Bolsonaro, Hindistan`da Modi, Macaristan`da Orban bunu yaptı ve belki de Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı türden açıklamalar yapmış olabilir. Oldukça vahim olan bu durum, beni düşündürdü. Bütün toplumların yetkin elitlere ihtiyacı varken insanlar neden liderlerin bu sözlerine güveniyordu? İnsanlar zengin ve kendilerinden uzak iş elitlerinin, kendi çıkarlarına ilgi göstermeyen hükümet elitlerinin ve “derin devlet” olarak adlandırılan elitlerin var olduğuna inanıyor. Benim düşünceme göre yaşanan finansal krizler elitlerin başarısızlığının çok açık ve kaçınılmaz bir göstergesiydi. Türkiye`de Erdoğan`ın liderliği başladı, çünkü seküler elitler 80`ler, 90`lar ve hatta 2000`lerin başındaki reformlara kadar başarısız olarak krizlere neden oldu. Bu nedenle insanlar, yeni liderlere yöneldi. Benzer durum İngiltere ve Amerika`da da yaşandı. Aynı zamanda sol partilere karşı şüpheci bir yaklaşım sergilenmeye ve yeni bir şey sunmadıkları düşünülmeye başlandı. En başarılı liderler, popülist milliyetçiler oldu. Bazen de Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerde olduğu gibi geleneksel yaşam tarzlarına ve dine vurgu yapıldı. Demokrasilere geri dönmek istiyorsak iş dünyasının, hükümetin ve diğer elit kurumların halkın çıkarlarının ve görüşlerinin farkında olması gerektiğine inanıyorum. Aksi takdirde gerçek bir demokrasi olamaz. İnsanların demagoglara yönelmesiyse genellikle felaketle sonuçlanır.  Demokratik kapitalizmin krizinden çıkışı için umutlu olmanızı sağlayan unsurlar neler? Bu süreçte insanlar harekete geçmeye nasıl teşvik edilebilir?Marksist filozof Gramsci`nin ünlü bir sözü var: “Entelektüelin kötümser, iradenin iyimser olması gerekir.” Başka bir deyişle hayata ve dünyaya, çocuklarımıza, torunlarımıza, diğer insanların çocuklarına ve torunlarına önem verdiğimiz sürece demokratik kapitalizmin yenilenebileceğine dair umutlu bir bakış açısına sahibim. Ekonomik büyümenin yavaşlaması, toplumun büyük bir kesiminin gelecek endişesi yaşamasına neden oluyor ve halkın sisteme olan güvenini zayıflatıyor. Ekonomik büyümeyi canlandırmak için stratejiler geliştirmemiz gerekiyor. Teknolojik inovasyona yatırım yaparak iş gücünü yetenekli hale getiren eğitim ve yetenek geliştirme programları uygulayarak yeni iş fırsatları yaratmalıyız. Bu hem ekonomiyi canlandırmak hem de toplumun her kesimini kapsayan bir refah düzeyi sağlamak için kritik bir adım olacak. Eşitsizlikle mücadele etmek için adil ve kapsayıcı bir vergi politikası uygulamalıyız. Gelirin daha adil bir şekilde dağıtılması, sosyal güvenlik ağının güçlendirilmesi ve eğitim fırsatlarına erişimin artırılması toplumsal dengesizlikleri azaltmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte ekonomik büyüme ve eşitsizlikle mücadele için sadece içsel önlemler yeterli değil. Küresel düzeyde iş birliği ve liderlik küresel ekonomik dengesizliklerin ve sosyal adaletsizliklerin üstesinden gelmek için önemli bir rol oynayabilir. Ülkeler arası ortaklıklar kurmalı ve birlikte hareket etmeliyiz. Demokratik kapitalizmin krizden çıkışı için bilinçli çaba ve kararlılık gerekiyor.7 BAŞLIKTA EYLEM PLANIEĞİTİME YATIRIM Eğitim, demokratik kapitalizmin temel direklerinden biri. Genç nesillere iyi bir eğitim verilmesi, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve başarıya ulaşmalarına yardımcı olur.EKONOMİK BÜYÜME Daha yüksek ekonomik büyüme, gelir ve refahın artmasına katkı sağlar. Yavaş büyümeyi anlamak ve buna karşı politika tedbirleri almak gerekli.GELİR EŞİTSİZLİĞİ Adil vergi politikaları ve sosyal güvenlik sistemleri gibi önlemlerle eşitsizlikleri azaltmak, daha kapsayıcı bir toplum inşa etmek için önemli.DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ Demokrasiyi onarmak, şeffaflığı ve hesap verebilirliği artırmak ve siyasi katılımı teşvik etmek gerekli.KÜRESELLEŞMEYİ DENGELEMEK Küreselleşme, ekonomilere olumlu etkileri olan bir süreç olsa da bazı ülkeleri dışlayabilir ve eşitsizlikleri artırabilir. Daha adil ve sürdürülebilir bir küreselleşmeye odaklanmak, sosyal ve çevresel sorunları ele almak için önemli.YAPAY ZEKAYLA BAŞA ÇIKMAK Teknolojik ilerlemeler, ekonomi ve toplumu dönüştürüyor. Bu teknolojilerin gelişimini teşvik ederken insanların haklarının, mahremiyetlerinin ve refahlarının korunması için düzenlemeler yapılması gerekli.İŞ BİRLİĞİ Zorlukları karşılamak ve sürdürülebilir, kapsayıcı bir toplum inşa etmek için tüm paydaşların iş birliği yapması zorunlu.NEDEN OPTİMİST OLALIM?İLERLEME FIRSATLARI Optimist olmak için birçok nedenimiz olduğunu düşünüyorum. Bu nedenlerin başında teknolojideki fırsatlar geliyor. Teknolojinin gelişimi, ekonomik ve sınır ötesi alışveriş dahil olmak üzere birçok yeni fırsat yaratacak. Bilgi akışının kontrol edilmesi mümkün olsa da internetle birlikte bunun çok daha zor olduğu görülüyor. Akıllı telefonlar, geçmişteki en büyük bilgisayarlardan daha fazla hesaplama ve iletişim gücüne sahip.ORTAK SORUNLAR Bu durum, insanlığın bir araya gelmesini durdurmanın oldukça zor olacağı anlamına geliyor. İklim değişikliği gibi ortak küresel sorunlarımız bizi bir dereceye kadar iş birliğine zorlayacak. İnsanlar kendileri ve çocukları için daha iyi bir yaşam istiyor ve bunun için daha eğitimli olmaya çalışacaklar. Uzun vadede, savaş gibi felaketlerden kaçınırsak, bu durum ilerleme için birçok fırsat sunuyor.“TÜRKİYE`NİN BÜYÜK POTANSİYELİ VAR”AVANTAJLARI NELER? Türkiye`nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Çok çalışkan ve yetenekli insanlara sahip olması ve coğrafi konumu, Orta Doğu ve Avrupa`yla ekonomik ilişkileri için büyük bir avantaj sağlıyor. Ancak tekrarlayan bir eğilimi var: Makroekonomik istikrarsızlık.POLİTİKALAR SORUMSUZ Yüksek enflasyon ve kötü para politikası gibi sorunlar söz konusu. Önceki hükümet döneminde ekonomi politikaları daha başarılıydı. Türkiye Çin ve Hindistan`dan sonra dünyanın en hızlı büyüyen 3`üncü gelişmekte olan ekonomisi olarak büyük bir başarı elde etmişti. Ancak son yıllarda makroekonomik politika kararsız ve sorumsuz bir hale geldi.İSTİKRAR ZOR Son seçimlerden sonra daha sağlam ve daha profesyonel politikalara dönüş başladı, ancak istikrara ulaşmak zor olabilir. Yine de dengeli bir şekilde yönetilirse ve geçmişte yapılan hatalar düzeltilirse Türkiye`nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki 20 yıl içinde tamamen gelişmiş bir ülke olma şansı var.“KÜRESELLEŞMENİN BAĞLAMI DEĞİŞTİ” GÜÇ DEĞİŞİYOR Küresel güç ilişkilerinde büyük bir değişim var. Küreselleşme çağı, temel olarak Batı hakimiyetinin ve en önemlisi Amerikan hakimiyetinin olduğu bir dönemdi. Amerika`nın müttefiki olan Avrupalılar, Japonlarla birlikte açıkça baskındı. Yaklaşık 30 yıl önce dünya GSYİH`sinin neredeyse yüzde 80`i bu ülkeler tarafından üretiliyordu. Ancak şimdi güç dengesi değişiyor. Bu, Asya`nın ekonomik yükselişi ve özellikle Çin`in güçlenmesiyle ilgili bir durum. Küresel gücün daha fazla dağıldığı ve daha çok oyuncunun olduğu bir döneme giriyoruz. Bunun demokrasi ve piyasa ekonomisi üzerinde etkisi olabilir. Bölgesel blokların da benzer bir şekilde etkisi olabilir. MİLLİYETÇİLİĞİN DOĞUŞU Bir diğer önemli gelişme, milliyetçiliğin yeniden doğuşu. İnsanlar güvensiz olduklarında kabile benzeri bir tutum sergiler. Ve milliyetçilik, modern kabilecilik biçimidir. İnsanlar güvensizlik hissediyor ve korunmak istiyor. Aynı zamanda, yükselen yeni güçlere de şüpheci yaklaşıyorlar. Bunlar küreselleşmenin temeli olan karşılıklı güveni sarsıyor. Dolayısıyla küreselleşme süreci, 1980`lerden 1990`lara veya hatta 2007`ye kadar olan süreçte olduğu gibi artık politik olarak sürdürülebilir değil. Elbette sınırlar arası veri akışı, internetle desteklenen hizmetler küreselleşmenin çok önemli bir parçası olmaya devam edecek. Ancak küreselleşmenin bağlamı kökten değişti ve iş dünyasının buna göre planlama yapması gerekir.

Capital İş Dünyası
.
3 ay önce
Haber Detayı

Finansman çıkmazına alternatif çözüm

Capital İş Dünyası
.
3 ay önce
Tüm Haberler
istanbul escort